Bazı anlar vardır, görmemişsinizdir, yaşamamışsınızdır ama yüreğinizinin en derin kısmındadır yarası… Acısı…
İşte 20 Ocak tam da böyle bir gün…
Ben yaşamadım o günü, şehrin o kasvetli havasını görmedim o gün belki… Ama bu yaşıma kadar hep hissettim o acıyı…
Her 20 Ocak geldiğinde yüreklerimiz ayrı kanar bizim…
Gönül verdiğimiz arma uğruna, canını veren yiğitler belirir gözlerimizin önünde…
Bir şehir aynı anda, hep birlikte ağlar mı hiç? Ağlamış işte… 20 Ocak 1989’da sadece bir şehir değil, bütün ülke ağlamış o yiğitlere…
Bilir misiniz? Bize hep anlattılar o günü…
Her bahsi geçtiğinde, Muzaffer’den bahsettiler bize… Maç kaybettiğinde, utancından evden çıkamayan o onurlu Muzaffer’den…
Mete’yi anlattılar mesela… O gözlerindeki heyecanı, o usta vuruşlarını, o pırpır atan kalbini…
Tomiç’ten de bahsettiler elbette… Samsunspor için yabancı diyarlardan gelip canını verdi dediler…
Ve kulübün emekçisi Asım abi… Arma için kilometrelerce yol yapmış bir babayiğitti o… Bilseydi o günün böyle kara bir gün olacağını, kalkar mıydı o gün yatağından hiç…
Ama, bir tek Nuri Asan’ı anlatmaya yetecek kelimeleri bulamadılar…
Dediler ki: “Siz, hepiniz, Nuri Asan’sınız…” Nuri Asan, sizsiniz…
Ve eklediler: “Bir sevdadır, Samsunspor… “
Mustafa SAMANCI
Mezun Üye