Şehir olarak adından her platformda söz ettiren Samsun’umuz, Samsunspor içerisinden çıkarıldığında evin boş bir odası gibi görünecektir. Ve şüphesiz ki Samsunspor’suz Samsun, vitamini olmayan meyveden farksızdır.
Nesillere dostluk, sevda ve sıcak bir bağ katmış olan Samsunspor’umuzun, kimselerin yorumlayamadığı ve içine girmeden algılayamayacağı, özgün bir tribün kültürü bulunmaktadır. Köfteci Ahmet Abi’nin kokusu stadyumu saran tükürüklü köftesi, güneşli maçlarda gazeteler ile yapılan şapkaları, maç günleri meydandan kalkan tıklım tıklım minibüsler, maça omuz omuza gelen taraftar grubu üyeleri, devre arası gökyüzünü saran sigara dumanı (eğer kaybediyorsak duman oranı artış gösterir), maç sabahı dostlarla yapılan kahvaltıda Samsun pidesi, evladını en mutlu olduğu yere götüren babalar…
Samsun’da farklı bir tribün kültürü var. Ve bu kültür içinde bulunmadan anlaşılması mümkün olmayan bir kültür.
Samsunsporlu bir vatandaş için maç 2 saat ile sınırlı kalmamaktadır. İç saha maçı 24 saat, deplasman maçı ise 48 ile 72 saat arasında sürecek kadar değerlidir. Hele bir de misafir geldiyse dost meclisi kurulur, geçmiş maçlar, anılar anlatılır, misafir en güzel şekilde ağırlanır. Tekrar etmekte fayda var: Samsun’da farklı bir tribün kültürü var. Geçtiğimiz 6-8 senelik dönemin içerisinde bu kültür, kulübün yanlış yönetilmesinin sonucunda yok olmaya başlamıştı. Ancak Uyanık Başkan’ın bu kültürü tekrar canlandıracağı aşikardır.
Bu yazımda gerek yönetime gerekse taraftar gruplarına bazı öneriler sunmaya çalışacağım.
Yönetim kanalı için;
burada yeni bir tribün kültürü oluşturulmalıdır. Bazı taraftar grupları ve platformları maddi-manevi desteklenmelidir. İş birliği yapılmalıdır. Grup ve platformlar, bazen yönetimlerin göremediklerini, sahada daha aktif olduklarından dolayı görebilmektedirler. ”Samsunsporlu İlçe Projesi” ile bir veya birden çok ilçede, ilkokul ve lise talebeleri, maç günleri otobüslerle Samsun’a taşınabilir. Ve o ilçeler de esnaf belediyelerce yönlendirilip örneğin ”Asarcık Sadece Samsunsporlu’dur” gibi mottolarla ilçeler bilinçlendirilebilir. 7’den 70’e herkese Samsunspor Sempozyumları verilebilir. İlçelerde ”Samsunspor Minibüs Store”ları ile bu proje gelire çevrilebilir.
Taraftar grubu veya platformlarının YouTube kanallarında, Samsunspor’a özgü onlarca beste bulunmakta. Maç önü bu beteler marş şeklinde statta çalınabilir. Bu sayede beste kültürü de gelişim gösterecektir. Bu durum ayrıca maç öncesinde rakip takım üzerindeki baskıyı da arttıracaktır. Bu besteler daha sonra stüdyo ortamında gerekli enstrümanlarla profesyonel müzisyenlerce kayda alınarak albüm haline getirilebilir, Samsunspor Storeler’da CD formatında satılarak gelire çevrilebilir.
Samsunspor Tribün Kültürü başlıklı broşürler bastırılabilir. Bu broşürün içeriği stadyum girişinde ve stadyum içerisinde duvarlara afiş olarak asılabilir. Bu kültür oluşturulmalıdır. Hatta maç günü her koltuğa bir broşür bırakılmalıdır. Bu kültürü yazılı bir manifestoya dönüştürürsek:
” Samsunspor Tribün Kültürü
1- Samsunsporlu, oturmaz.
2- Samsunsporlu, çekirdek yemez.
3- Samsunsporlu maç boyunca susmaz. 90 dakika rakibi baskısı altına alır.
4- Samsunsporlu, taraftar gruplarının bestelerine eşlik eder. Samsunspor’un futbolcusu sahada, taraftarı tribünde ter döker.
5- Samsunsporlu, kadınlara ve geleceğimiz olan çocuklara Samsunspor sevgisini aşılar.
6- Samsunsporlu, kulübüne ceza getirecek her türlü hareketten kaçınır ve bunlara engel olur.
7- Samsunsporlu, koltuklara basmaz, yuvasına zarar vermez.
8- Samsunsporlu, dayanışmayı esas alır, her türlü yardıma hazırdır.
9- Samsunsporlu, ‘Samsunspor Tribün Kültürünü yaşatmak zorundadır. ”
Taraftar grubu kanalı için;
Samsunspor’un kendine özgün bir tribün kültürü olduğunu ancak bu kültürün pas tutmaya başladığını daha önce yukarıda da belirtmiştim. Tribün grupları tek ya da ayrı ayrı olsa dahi hiçbir zaman birbirlerine hasımlık gütmemelidirler. Tribünümüzde, yıkılmış bu binayı yeniden inşa etmek için çalışmak herkesin asli görevidir. Kimi evladını alıp maça gelerek, kimi fikir üreterek, kimiyse fikirlerini deplasmanlarda veya derneklerinde icraata geçirerek yapmakla yükümlüdür. Samsun kenti her tür sosyal çalışmanın gerçekleştirilebileceği uygun ortama sahip bir kenttir.
Dernekleşme, mahalle kültürlerinin arkasına sığınmamak, bilinçli olmak öncelikli şartlardır. Dernekleşerek iyi bir örgüt olmak, maç günleri toplu halde maça gitmek veya maça giderken organizasyonlar ile şehirde hava yakalamak birincil amaç olmalıdır. Şirinler ile maça gittiğim dönemde, maça 4-5 saat kala sabah ya da öğlen, Çiftlik Caddesi’nde ve Çiftlik Caddesi üzerinde bulunan derneğimizin etrafında bestelerle, marşlarla güzel bir ambiyans oluştururduk. Etrafımızdaki insanlara zarar vermeden, onlara bunun bir kültür olduğunu ve uygulanmak zorunda olan bir teamül olduğunu göstermeye çalışırdık. Deplasmanlara dernekte toplanarak gitmek gerekir. Deplasmana giderken ücret toplanabilir, grup armalı atkı bastırılıp satılabilir. Çünkü taraftar derneklerinin ek gelirleri yalnızca bunlardır. Pankart için bez, derneğin kirası, su, çay ve faturalar gibi giderler ancak bu yöntemlerle karşılanabilir. Samsunspor arması ticari amaçla dernek faaliyetlerinde kullanılmamalıdır, derneklerin kendi armaları oluşturulmalıdır. Taraftar grubu derneklerinin lise, üniversite, mahalle ve ilçe temsilcilikleri gibi alt kolları bulunmalıdır. Mahallelerin adı asla grup adı önüne geçmemelidir. Grup adı ise Samsunspor adının asla önüne geçmemelidir. Her grup üyesi bilet ücretlerini cebinden karşılamalıdır. Çünkü parasını ödemediğiniz hiç birşeye sahip değilsinizdir. Bedavacılık sadece isim peşinde koşan gereksiz insanların işidir ve tribüne zarar vermektedir. Ailelerin, çocuklarını güvenle teslim ettiği yer haline geldiği zaman tribünler gerçektekten güzelleşecektir. Pankartlar, Sopalı pankartlar, gündeme tepki pankartları, tribünün gelin gibi süslenmesi de görsellik açısından önemlidir. Samsunspor tribünleri bilindiği üzere zaten bu konuda kendisini aşmış durumdadır. Oluşumlarımız bugün istediği her şeye çekinmeden tepki verebilen, destek almadan bir yerlere gelebilmiş, kendi ayakları üzerinde durmasını bilen oluşumlardır. Samsunsporluluk bilincini 7’den 70’e aktaran bir taraftar grubu topluluğu, bu şehrin tüm yükünü sırtlayacaktır. Maç günleri tramvaylara zarar vermeden, tramvaylarda bestelerle nezih bir ortam yaratan taraftar grubu, beklediğimiz ve özlediğimiz kültürü bu kente geri getirmiş olacaktır. Her mahallede Samsunspor bayrağı dalgalanmalı esnafımıza bayrak asması tembih edilmelidir. Bu kentte bu hava oluşturulmalıdır. Okullarda konferanslar verilmelidir. Lisanslı ürünlerin alınması şehirde bir gelenek haline getirilimelidir. Taraftar grupları üyelerine toplantılarla Samsunsporluluk bilinci anlatmalı, fikirlerin sadece sosyal medya üzerinden değil de kulübe üye olarak, aidat ödeyerek, kongrelerde yer alarak da belirtilebileceği anlatılmalıdır.
Bizim en büyük sorunlarımızın başında gelen bir diğer faktör ise; eski stadyumumuzdaki tribün kültürünü yeni stadyuma taşıyamamamızdır. Eğer eski kültür gelmiyorsa, yeni bir kültür oluşturmak zor olmamalıdır.
Uyanış Sezonu’na yakışır davranmak gerekir. Biz bu ligin tabiri caizse abisiyiz. Bizim tribünümüzün bir kültürü ve bir karakteri vardır. Bunu Türkiye’de ve özellikle bu ligde herkese net bir şekilde göstermeliyiz.
İki hazırlık maçında alınan mağlubiyetlerden ötürü içi boş ve niteliksiz eleştiriler yapmaktansa bazı şeyleri yeniden inşa edecek fikirleri ortaya koymak tek gayemiz olmalıdır.
Ceyhun Donbay
03.08.2018