“Sadık olmak” kelimesinin anlamını çoğu insan sevdiği kişi için ya da dostuna olan bağlılığını belli etmek için kullanır. Sevda kelimesi de sevgiliye yani cana canan olan kişi için sarf edilir.Bizim sadık olduğumuz sevdamız o kadar büyük ki bazen yeri geliyor açıklamak için kelime bulamıyor, cümle kuramıyoruz.
Bize küçük yaşlardan itibaren öğretilen kavram “Bir gönüle iki sevda sığmaz!” oldu ve biz bu kelime topluluğunu örnek alarak büyüdük. İlk önce yaşadığımız şehrin sokaklarını, o şehrin varlığını sevdik. Daha sonra ilerleyen zamanlarda ise o şehrin bize kattıklarını sevdik. Mesela; kırmızı ile beyazın ne kadar güzel olduğunu öğrendik. Sonra bu öğreti bize Samsunspor’u kattı ve biz, bize katılan bu kavramı sevdik. Sevmekle kalmadık aldık hayatımızın odak noktası yaptık. Yeri geldi kilometreleri göz ardı edip arma peşinde gittik, yeri geldi gol sevincimizi hiç tanımadığımız bir insanın omuzlarına sarılarak hissettik ve yeri geldi o haftanın mağlubiyeti sonucunda bir haftamızı sevdamız uğruna hibe ettik. Fakat bütün bu olumlu veya olumsuz olaylara rağmen hiçbir zaman sevdamızdan vazgeçmedik. Her zaman destekçisi olduk. Yine olsa yine gideriz peşinden dedik. Eğer hibe etmemiz gerekiyorsa değil bir hafta bin haftamızı hibe ederiz.
İçim çok rahat bir şekilde sadece kendi adıma değil de çoğul konuşabiliyorum. Çünkü biliyorum; sadece ben değil, biz “hepimiz” böyleyiz. Sevdiğimizde tam severiz. Kızarız ama asla sırtımızı dönmeyiz. Bu şehrin çocukları aynı denize bakıyor, aynı toprağa basıyor ve aynı suyu içiyor.Bu nedenle biziz…
Yeni sezonun başlamasına tam bir ay var. Yani demek istiyorum ki; “Şampiyonluk yakın!” meşaleleri yakmayın ama en azından hazırlayın.
Unutmadan, biz sevdiğimiz zaman tam severiz derken; “Bırak ikinci ligde oynamayı sokakta oynasa sevdamız, çıkar kaldırımda destekleriz.” demek istemiştim.
Saygılarımla.
Ceren Dokur
05.08.2018