Samsunspor’u yakından takip edenler lige çıktığımız sezon Hüseyin Kalpar’a olan tepkilerimizi gayet iyi bilir. Takımı hiçbir zaman şampiyon gibi oynatmayan defansif ağırlıklı kazanmak yerine kaybetmemeyi tercih eden bir oyun anlayışı olduğunu biliyoruz. Zaten o dönemde de tribünde ve antrenman ziyaretlerinde de Hüseyin Kalpar’a olan tepkimizi ortaya koymaktan çekinmedik. Sezon sonunda ise bir şekilde Hüseyin Kalpar’la yollar ayrıldı.

   Sezon başında ise birçok isimle görüşen Samsunspor yönetimi Hüseyin Kalpar’la el sıkışarak büyük Samsunspor taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. Sezonun ilk 8 haftasında 3 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 mağlubiyetle 12 puan alarak beklentilerimizin uzağında fakat pek kötü sayılamayacak bir başlangıç yaptık süper lig yoluna. Ama birçoğumuz için öncelik puandan öte oynanan futbol. Savaşan futbolcular, taraftara sahip çıkan ve kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket eden yönetim, korkusuz bir teknik direktör, armasına sonuna kadar bağlı taraftarlar. Geride kalan 8 haftada bu saydıklarıma dair pek bir şey göremememizin, özellikle saha içinde, burukluğunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz pazar günüde bunun örneklerinden birine istemeyerek şahit olduk. Arma aşkına mesafe dinlemeyen Samsunspor taraftarı 1461 Trabzonspor maçı için Akçaabat Fatih Stadyumuna akın etti.  Ptt 1.ligi geçtim Süper Ligde bile birçok takım boş tribünlere oynarken Samsunspor taraftarlarının böylesine mükemmel bir deplasman yapması hepimizi gururlandırdı. Fakat taraftarımızın hiçbir yerde hiçbir grubun görmemiş olduğu uygulamalarla karşılaşması yönetimin ise Şanlı Atatürk’lü pankartımızın indirilmesine bile tepki göstermemesi fazlasıyla canımızı sıktı. Maç öncesi maç esnasında ve sonrasında yaşanan olayları bir çoğumuz gördük, duyduk, biliyoruz. Bunlara fazla değinmeye gerek yok. Konuşulması gereken bu saatten sonra yapılacaklar. Yönetim daha öncede şahit olduğumuz hatta diğer yönetimlerde de şahit olduğumuz hataları yapmaktan çekinmemekte. Taraftarına sahip çıkmak yerine siyasi korkularına yenik düşmekte, Trabzon lobisine esir düşmekte susmakta. Bunun sonucunda da taraftarımızın uğradığı haksızlıklar ve gördüğü şiddet karşısında susmayı tercih ettiler. Yaşanan olaylar nedeniyle bir basın açıklaması bile yapmayıp bizi yine ortada bıraktılar. Emin Kar geçen sezon Samsunspor taraftarını karşıma almak aptallıktır gibi bir açıklama yapmışken yönetimden gördüklerimiz bizi yine düşündürdü. Takım ise kendinden birkaç gömlek altta olan rakibi karşısında pek bir varlık gösteremeyerek son dakikada beraberliği kurtardı. Sakatlıklar falan herşeyi bir tarafa atıp takımdaki ruhsuzluğu görmek ve bu takımdaki en büyük etkinin Hüseyin Kalpar olduğunu bilmek bizin üzen bir diğer nokta. Hüseyin Kalpar’ın oyun anlayışı yazımın başındda bahsettiğim gibi Samsunspor’a yakışmayan çağ dışı bir oyun sistemi. Bu anlayışta daha sezonun başı olmasına rağmen Kalpar’ı bizim gözümüzde bitirdi.

   Geldiğimiz bu noktada yönetimin ve Kalparın suyu ısınmakta, kredilerini tüketmektedirler. Büyük Samsunspor taraftarı olarak tek temennimiz camiaya yakışan şekilde hareket etmeleri ya da görevi layıkıyla yerine getirecek insanlara teslim etmeleridir.

Uğur İvgen 9.10.2013