İçeriğe geç Altbilgiye atla

Mustafa Samancı’nın Kaleminden ”20 Ocak 1989”

20 Ocak 1989

1989 yılının soğuk bir Ocak sabahında, Türk futbolunun kalbine derin yaralar açan elim bir olay yaşandı. Samsunspor kafilesini taşıyan otobüs, Malatya deplasmanına doğru yola çıkmıştı lakin bu yolculuk, tarihimizin en acı futbol trajedilerinden birine dönüşecekti. O kara gün, Türk futbolunun unutulmaz bir yas sayfası olarak tarihteki yerini aldı.

20 Ocak 1989…

Tarih Samsunspor’un kaderini değiştirdiği gibi, Türk futbolseverlerinin yüreğine de ağır bir sızı bıraktı. Sabah saatlerinde Havza yakınlarında meydana gelen korkunç trafik kazasında, Samsunspor kafilesinden teknik direktör Nuri Asan, futbolcular Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır ve Zoran Tomiç hayatını kaybetti. Şoför Asım Özkan’ın da trajik şekilde yaşamını yitirdiği bu kaza, geride derin bir hüzün ve telafisi olmayan kayıplar bıraktı.

Kazanın ardından, Samsunspor formasını giyen isimler artık kırmızı-beyaz ve siyah renklerle anılmaya başlandı. Kırmızı ve Beyazın yanına eklenen siyah renk, acının, matemin ve hatıraların simgesi oldu. Çünkü o gün kaybedilenler sadece futbolcular değildi; umutlar, hayaller ve büyük bir şehrin coşkusu da o otobüsle birlikte parçalandı. Geriye kalan yaralı bedenler ve kırık kalpler, bu elim kazanın ağırlığını taşıdı.

Bu kazanın ardından Samsunspor ve Türk futbolu, bir yandan yas tutarken bir yandan da yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak hiçbir şey, Mete Adanır’ın golleri, Muzaffer Badalıoğlu’nun savunmadaki azmi ya da Zoran Tomiç’in cesur futbolunu geri getiremezdi. Onlar artık sadece Samsunspor’un değil, tüm Türk futbolunun kahramanları olarak kalacaklardı.

Bugün, o elim kazanın üzerinden tam 36 yıl geçti. Ancak acısı hâlâ ilk günkü kadar taze. Samsunspor camiası ve Türk futbolseverleri olarak, her yıl bu kara günü derin bir hüzünle anıyoruz. O gün kaybettiklerimizin isimleri, sadece taşlara kazınmış birer yazı değil, kalplerimize işlenmiş birer anıdır. Onları unutmak mümkün değil, çünkü onlar bir şehrin ve bir ülkenin futbol sevgisinin ayrılmaz bir parçası oldular.

Hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabırlar diliyoruz. Onlar şimdi belki başka bir sahada, bulutların üstünde oynamaya devam ediyorlar. Geriye dönüp baktığımızda, her birinin hatırası bizlere insanlığın, dostluğun ve sporun ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Kırmızı – Beyaz ve Siyah renklere bürünmüş o kederli forma, yalnızca Samsunspor’un değil, Türk futbolunun ortak bir yas sembolü olarak kalmaya devam edecek. Onları asla unutmayacağız. Ruhunuz şad olsun, sahalarda bıraktığınız iz asla silinmeyecek.

Yorum bırakın

Üni-Sam'dan Gelen Bildirimleri Etkinleştir Evet Hayır